Türk matbaacılık tarihine ilişkin eserlerde, ilk basma eserlerin Osmanlı imparatorluğunda ne zaman ortaya çıktığına dair çeşitli tartışmalar yer almış ve bu konuya ilişkin pek çok makale, kitap yayınlanmıştır.
Söz konusu eserlerin en önemlilerinden biri de Selim Nüzhet Gerçek'ın Türk Matbaacılığı / Müteferrika Matbaası adil eseridir. 1939 yilinda Istanbul Devlet Basımevi tarafından basılan söz konusu eser, Türk matbaacılık tarihi hakkında ayrıntılı bilgiler vermesi nedeniyle çok değerlidir. Taşıdığı bu değer nedeniyle daha sonra bu konuyu ele alan pek çok yazar tarafından kaynak kitap olarak kullanılmıştır.
Selim Nüzhet Gerçek söz konusu eserinde matbaacılık tarihimizi anlatırken, 23-24. sayfalarda Sultan 111. Murat'ın Osmanlı imparatorluğu nda basma eserlerin satılmasına izin veren Emir-name’sinin Latin harfli çevrisine ve vesikalar bölümünde de Emirname'nin fotoğrafına yer vermiştir.
Emirname’nin fotoğrafının Kitāb-ı Taḥrīr-i UŞūl li-öḳlidīs min Telif Hoca Naṣīreddīn el- Tūsī adil eserin 1594 yilinda Roma'da Medici Matbaası tarafından basılan nüshasının ilk sayfasından alındığı, sayfa numarasından açıkça görülmektedir. Kitabin Fuat Sezgin tarafından yapılan tıpkı-basımında ise söz konusu Emirname 454. sayfada bulunmaktadır[1]. Bu kitaplardaki Emirname fotoğrafları karşılaştırıldığında ikisinin de ayni olduğu açıkça görülmektedir.
Emirname’nin baştan 10. satırı aynen Şu Şekildedir: “ بعض متاع و عربي و فارسي و يوركي باصما بعض معتبر كتا بلر و رسالر” “ba'ż metā' ve 'Arabī ve Fārisī ve Türk basma ba'ż mu'teber kitāblar ve risāleler" Selim Nüzhet Geıçek'in Türk Matbaacılığı I Müteferrika Matbaası adil eserinin 23. sayfasının alttan 10,11. satırları ise: “bazı meta ve Arabi ve Farisi basma bazı muteber kitaplar ve risaleler” şeklindedir.
Açıkça görüldüğü üzere Gerçek'ın اذوركي Türkī sözcüğü eksiktir. Eksikliğin dizgiden kaynaklanıp kaynaklanmadığım belirlemek olanaklı değildir. Ancak nedeni ne olursa olsun düzeltilmesi gereklidir. Çünkü Geıçek'in çevirisine dayanarak yazılan pek çok eserde Arapça ve Farsça kitaplara izin verildiği ifade edilmekte, Türkçe kitaplara ise izin verilip verilmediği muğlak kalmaktadır. Söz konusu eserleri okuyan bazı kimselerin Türkçe kitaplara izin verilmediği gibi anlam çıkarmaları da mümkündür. Gerekesi belirlenemeyen bu hatanın düzeltilmesi muğlaklığı ve yanlış anlamaları önleyecektir.